Son dönemde Balkan ülkeleri sinema alanında çok başarılı işler çıkarıyorlar. Bunun yeni bir örneğini son Cannes Film Festivali'nde Cristian Mungiu verdi. Son filmi 4 Months, 3 Weeks, 2 Days ile festivalden Altın Palmiye dahil 3 ödülle dönünce bütün dikkatler Romanya'ya çevrildi. Zira Rumenler bunu pek sık yapmıyorlar.
Filmi dün izleme fırsatı buldum. Kendi adıma söylemeliyim ki çok da başarılı buldum. Özellikle yönetmenin ve sinematografinin hakkını ziyadesiyle teslim etmemiz gerekiyor. Çavuşesku döneminin zorluklarını da tek bir bakış açısıyla çok güzel aktarmışlar beyaz perdeye ve alınan ödüllerin de hakkı verilmiş. Konu hakkında da biraz detay vereyim öyleyse...
Romanya'da kürtajın yasal olmadığı bir dönem... Üniversite için geldikleri şehirde bir öğrenci yurdunda aynı odayı paylaşan iki kız arkadaş, Otilia ve Gabita. Gabita'nın yasa dışı hamile kalmasıyla başlayan olaylar zinciri... Kürtajın yasak olduğu ülkede yapılabilecek tek şey bir doktor ile anlaşıp bu fetüsü kapalı kapılar ardında aldırmaktır. Ancak bu öyle sanıldığı kadar da kolay olmayacaktır.
Filmin oyuncu kadrosu baktığımızda haliyle tanıdık yüzler görmek mümkün olmuyor. Başroldeki iki bayan karakterden en çok ön planda bulunanı Otilia'yı Anamarica Marinca isimli oyuncu canlandırmış. Kendisi bu filmde oynayarak bir bakıma da çok zor bir görevi üstlenmiş. Çünkü Otilia karakterinin çok cüretkâr sahneleri söz konusu. Bir Türk filminde rastlanmayacak kadar cüretkâr sahneler... Kendisi bu filmdeki rolüyle Stokholm Film Festivali'nde en iyi kadın oyuncu ödülünün sahibi olmuştur. Bir oyuncu karakterin içinde bulunduğu ruh halini ancak bu kadar yaşayabilir.
4 Ay, 3 Hafta, 2 Gün son derece kan dondurucu, bir o kadar da rahatsızlık hissi yaratan fakat çok başarılı bir film. Özellikle Otilia'nın banyoda yerde yatan fetüsle karşılaşma anı uzun süre hafızalardan çıkmayacak türde. Tüm bunların üstüne başta da belirttiğim harikulade sinematografiyi de ekleyin sonra da tadından yiyemeyin. Ülkemizde öncelikle geçtiğimiz ekim ayında Filmekimi kapsamında gösterilen film geride bıraktığımız cuma gününden itibaren sinema salonlarındaki yerini aldı. Boş zamanınız olursa ve kafanızı da sakin hissederseniz gidip görmenizde fayda var.
Avrupa’nın geleceği belirsizleşiyor
-
Avrupa Birliği entegrasyonu sürecini taşıyan *“Fransa-Almanya motoru”*,
fena halde tekliyor. Bu iki ülke büyük ekonomik siyasi zorluklarla, aslında
...
3 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder