6 Eylül 2007 Perşembe

"Realist" Pamuk


Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk, Londra'daki Queen Elizabeth Hall’da İngiliz okuyucularıyla buluştu ve Nobel'den sonra ilk kez ayrıntılı bir şekilde konuştu. Gerçekçi olmaktan bahseden Pamuk bakalım neler demiş? Konuşması boyunca yazdığı kitaplardan, yazı yazmadan duramadığından, her zaman harikalar yaratamadığından bahsetmiş. Tabii edebiyat konuşulması gerekirken konu yine siyasi konuşmalara kaymış. Bir dinleyici söz almış ve Pamuk'un tüm dünyanın önünde saygıyla eğildiğini ancak kendi ülkesi Türkiye'de kendisinin hapse atılmasını isteyenlerin olduğunu belirtip, kendisinden bu paradoksun içinden nasıl çıkabildiğini sormuş. Yalnız Nobel'i edinebilmek için her türlü yolu kendine mübah gören Pamuk'un memleket sevgisi ağır basmış olacak ki o dinleyiciye şöyle bir yanıt vermiş; "Paradoks falan yok. Türkiye’de herkesin beni hapse atmaya çalıştığı falan da yok. Türkiye’de siyasi tartışmalar var. AB’ye üyelik gibi konularda çeşitli görüşler ortaya atılıyor, milliyetçiler, AB yanlıları var. Bense demokrat, laik, liberal, batılılaşma yanlısıyım"... Evet evet, biliyoruz biz o batılılaşma çabalarını. Kendini kabul ettirmeye çalıştığı Batı'nın da Nobel'i kara kaşına, kara gözüne hele hele edebi yeteneğine kesinlikle vermediğini de biliyoruz biz. Batılılaşma çabaları sayesinde verildiğini de biliyoruz. Ne de olsa başarıya giden her yol mübahtır, öyle değil mi?
Daha açık konuşmak gerekirse, Orhan Pamuk'un eserlerini okuyanlar o kitaplarda Türkçe'nin ne kadar rezil bir şekilde kullanıldığını da gayet iyi bilirler. Türkçe'de yeri olmayan deyimler, devrik cümleler, tamamlanamayan cümleler... Kendi dilini doğru dürüst kullanmayı beceremeyen bir insanın Nobel Edebiyat Ödülü'nü nasıl aldığı da tartışılır. Tartışılıyor da zaten... Formül basit; ülkeni kötüle, Batı'nın ekmeğine yağ sür, onlar da senin yakana altın nişanı taksınlar.
Yalnız artık Türk insanının, her şeye rağmen, bu konuya biraz daha ılımlı yaklaşması taraftarıyım ben. Kimseye "Orhan Pamuk'a arka çıkın" demiyorum, hele yukarıda yazdıklarımdan sonra öyle bir şey demeye hakkım olduğunu da düşünmüyorum. Lâkin "övmeyelim ama artık yermeyelim de" görüşünün benimsenmesi bu dakikadan sonra daha hayırlı olur kanaatindeyim. Olaya şu açıdan bakmakta fayda var; Türkiye'nin uluslararası anlamda kaç tane başarısı var ki? Kaç kategoride zirve yapıp dünyaya ismimizi duyurmuşuz. Hâlâ Batılılar'ın kafasında Türkiye deyince oryantalist figürler oluşmuyor mu? Haydi sayalım bakalım kaç kez Türkiye adına sükse yaptırmışız? Galatasaray'ın UEFA Kupası zaferi, A Milli Futbol Takımı'nın dünya üçüncülüğü, Eurovision'da gelen birincilik, Formula 1'in bir ayağının Türkiye'de yapılacak olması... Şimdilik aklıma da başka bir şey gelmedi... İllâ ki vardır ama sanmıyorum ki bir elin parmaklarını geçsin. Her ne kadar Pamuk'tan önce bu ödülü alması gereken daha büyük Türk yazarların olduğuna inansam da olan olmuş bir kere. Bu dakikadan sonra şaibeli de olsa "Nobelli bir yazarımız" var demeliyiz, diyebilmeliyiz. Belki bana "Al Orhan'ı yanına git pamuk pamuk yaşa" dersiniz içinizden ama, tekrar söylüyorum, olanla olması gereken ayırt edilmeli artık...

4 yorum:

Mobius dedi ki...

Orhan Pamuk'un ödül almasına sevinmedim hiç,sadece Nobel'in değerini gözümde düşürdü o kadar. Eskiden Nobel'in gerçekten muhteşem edebiyat eserlerine, halkının ve edebiyatının önünde çığır açan yazarlara verildiğini sanırdım. Demek ki saflığın yaşı olmuyormuş...
Orhan Pamuk, Yaşar Kemal'den, Nazım Hikmet'ten, Halikarnas Balıkçısı'ndan, Atilla İlhan'dan, Kemal Tahir'den daha iyi bir yazar değildir.Orhan Pamuk Pablo Neruda, Octavio Paz, Gabriel Garcia Marquez, Samule Beckett, John Steinbeck, Bernard Shaw, Thomas Mann, William Yeats veya Ernest Hewingway'le aynı seviyede öyle mi?
Hadi canım sizde.
Nobel edebiyat ödülünün Winston Churchill’e de verildiğini hatırlatmak isterim. Evet bildiğimiz Churchill’e. 2. dünya savaşını anlattığı kitabıyla. Muhtemelen o da halkının önünde çığır açmış bir edebiyat eseriydi...
Yazınızı okuyunca kendimi tutamadım:)Ama Nobel'i bu beyle bağdaşlaştıramıyorum maalesef

Anıl dedi ki...

Aslında yazdıklarıma bakarsanız sizden farklı düşünmediğimi görürsünüz. Ben de söyledim Orhan Pamuk'dan önce alması gereken Türk yazarların olduğunu. Nobel'in Pamuk'a ortaya koyduğu edebiyat için verilmediğini de söyledim. Benim bakış açımın farklı olduğunu siz de ben gibi biliyorsunuz :)

Mobius dedi ki...

Yo yanlış anlaşılmasın,ben karşı tez olarak sunmadım düşüncelerimi.Bilakis fikren yazdıklarınızın benzerliğinden ötürü bir nevi serbest kürsü özgürlüğünden size bir iç-dökme yaptım o kadar:)
Yoksa biliyorum sorun yok:)

Anıl dedi ki...

Tarafımdan kabul edilmiştir :) Kusura bakmayın :)