Korku sineması herhalde dünyanın en sınırlı ve en klişe senaryolarına sahip sinema türüdür. Hangi ülkenin sineması olduğu pek fark etmez aslında. Genellikle konular bir grup gencin çıktığı haftasonu gezilerinin kabusla sona ermesi, maskeli ne idüğü belirsiz adamların peşinize takılması, tepedeki girenin bir daha çıkamadığı perili köşkler... Ha nasıl unuturum bir de zenci ve şişman olanların ilk ölenler olması var tabii. Örnek verelim biraz;
House on Haunted Hill,
I Know What You Did Last Summer,
House of Wax,
The Grudge... Yanlış anlaşılmak da istemem hani. Bu filmler kakadır, izlenmez demekle eşit değil benim söylediklerim. Hatta saydığım bu filmler içinde oldukça hoşuma gidenler de vardır ama o kadar. Çok sevdiğim bir korku filmi var mı? Evet, var:
Storm of the Century. Hatta insanlar en beğendikleri kötü karakter olarak Jason, Freddy, Chucky gibi isimleri sayarken ben Andre Linoge diye yanıtlarım bu soruyu. Linoge da bu filmin kötü adamıdır mesela. Aslında Storm of the Century, 1999 yılında Amerika'da dört bölümlük bir dizi halinde yayınlanmış bir Stephen King romanı uyarlamasıdır. Ülkemizde de bu minidizi VCD formatında satışa sunulmuştu. Daimi bir Stephen King hayranı olarak haliyle kaçırmadım tabii. Aslında Stephen King söz konusu olunca bana hakim olan kanı şu ki King'in sinemaya uyarlanan eserleri asla kitapları kadar başarılı olamamıştır ve kitaplarla çok alakasız kalmıştır. Tabii bu önermemi geçersiz kılan yapımlar da vardı. Bunlardan biri Storm of the Century'dir mesela.
Kingdom Hospital,
Pet Semetary,
Rose Red ve tabii ki
Shining de başarılı King uyarlamalarıdır.
Stephen King'in sinemaya aktarılan son eseri ise geçtiğimiz temmuz ayında Amerika'da ve birçok ülkede vizyona giren
1408 oldu. 1408, King'in yazdığı bir kısa öyküden sinemaya yönetmen
Mikael Hafström tarafından uyarlanmış. Aldığı ilk tepkiler ise oldukça olumlu. Şimdi, Türk sinemaseverle 28 Eylül 2007 tarihinde buluşacak olan bu filmin konusu hakkında biraz bilgi verelim.
Michael Enslin, kendisi her ne kadar inanmasa da, doğaüstü olaylar hakkında kitaplar yazan bir yazardır. Özellikle yazdığı iki kitap çok beğenilince bütün dikkatleri üzerine çekmiştir. Kendisi ise üzerinde çalıştığı son kitabı ile ilgilenmektedir. Bu kitabını New York'taki Dolphin Otel'de yıllardır kimsenin kalmak istemediği 1408 numaralı oda üzerine yazmaktadır. Gerçekten de Enslin bu kitabı yazmaya karar vermeden önce bile bu odanın çok kötü bir itibarı vardır insanlar ve müşteriler üzerinde. Söylenenlere göre 1408 numaralı odaya giren bir daha dışarı çıkamamıştır (Tanıdık geldi, di mi?)... Michael Enslin'in ise tek hedefi; otel sahibinin yaptığı tüm uyarılara rağmen kitabı için çok büyük önem taşıyan, bu geçmişi oldukça ürkütücü odayı yerinde görmek, incelemektir.
Filmin oyuncu kadrosuna baktığımızda ise iki önemli ismi görüyoruz. Bunlardan biri Michael Enslin karakterini canlandıran
John Cusack. John Cusack'ı bu filmde de gördükten sonra kendisinin içinde otel bulunan korku filmlerinden vazgeçemediğine inanmaya başladım yavaş yavaş (bkz;
Identity). Başroldeki bir diğer isim ise
Samuel L. Jackson. Jackson bu filmde otel sahibi Gerald Olin'i canlandırmış. Kendisinin rolü hakkında sahip olduğum tek bilgi bu. Tabii ki daha fazla şey bilip sizlerle paylaşmak isterdi bu deli gönül, ancak şimdilik sadece korku filmlerine dayalı tecrübelerime dayanarak Gerald Olin karakteri hakkında tahminde bulunabilirim. Bu Olin adamı otelin sahibi olması itibariyle Enslin adamını 1408 numaralı odaya girmemesi konusunda ikna etmeye çalışıp, bu işte başarısız olunca odaya beraber girmeye karar veriyor olabilir. Başka bir tahmin ise her şeyin bu adamın başının altından çıkmış olabileceği. Doğru çıkarsa "Haklıymışsın" dersiniz. Yanılırsam da okumadınız sayarsınız, olur biter.
1408 hakkında şimdilik söyleyebileceklerim bu kadar. Her ne kadar Stephen King'in eserinin güzelliği konusunda şüphe dahi duymasam da İsveçli yönetmenin çıkarmış olduğu iş hakkında şüphelerim de yok değil. Beklemekten başka da çaremiz yok hani. Ay sonuna kadar bekleyelim. Hayalkırıklığı yaşamamak dileğimle... Esen kalın efendim.
- Mahmut, söz sende...
4 yorum:
oldukça emek harcayarak,özenerek hazırlıyorsun ,
değme eleştirmenlere taş çıkartıyorsun eh bize de zevkle okumak kalıyor,
filmi merakla bekliyorum...
Mahmut?..
Okuduğumuz bölüm itibariyle olsun o kadar da :)
Mahmut mu? Tanımıyorum :)
sinema tv mi okuyorsun ,ne güzel..
mahmut yazıyor ya en altta,anlamadım....
Yok aslında sinema tv okumuyorum. Halkla İlişkiler okuyorum ama aynı kapıya çıkıyor sanırım :)
Yorum Gönder