17 Aralık 2007 Pazartesi

Gece ve Karanlık

Perili Köşk mimlemiş bizi. İyi de etmiş. Teşekkürlerimizi ilettikten sonra konusu Gece ve Karanlık olan mim hakkında bir şeyler çiziktirmeye çalışalım...
Gece... Yeryüzünün üstüne, beraberinde getirdiği tüm ayaza rağmen bir süreliğine yorgan olup örtünendir. İnsanların çok büyük bir bölümünün değerine bilmediği ve feragat edemedikleri uykuları yüzünden boşa harcadıkları zamana eşdeğerdir. İnsanı çaresiz, yapayalnız kılan; dolayısıyla duygularını sivrelten, buram buram hüzün kokan; radyodan cızırdayarak odayı dolduran slow parça eşliğinde iki çift ayağı farkında olmadan pencereye yönelten ve sönük sönük parıldayan sokak lambasının önünde toprakla buluşan yağmur taneciklerini seyrettiren, yürek burkan... Deniz ve kumsalın aşkı gibi gündüz ile yasak aşk yaşayan, deniz gibi yârine bir türlü kavuşamayan, onun yokluğunda kalbini çaresizce yağmurlarına açandır gece... Gündüz gibi değildir. Her şeye rağmen köpeklerindir gece. Köpekten ne anlıyorsanız onlarındır işte. Benim gündüzümdür...
Ve karanlık... "Karanlığa güvenin. O neyi görmemeniz gerektiğini bilir." diye bir söz var. Kim demiş hatırlamıyorum. Severim!

Hiç yorum yok: