Kalabalık bir topluluk içindeydi. Başarısızdı. Parası yoktu. Dileniyordu. Caminin önündeydi. Büyük bir camiydi bu.
Yakın bir zamanda bitirdim Oğuz Atay'ın Korkuyu Beklerken isimli öykü kitabını. Yukarıda alıntı yaptığım bölüm ise kitabın ilk hikâyesi olan Beyaz Mantolu Adam'dan. Oğuz Atay aslında kitap boyunca böylesine sadece kelimelerle kurmuş cümlelerini. Kısa ama son derece manidar.
Beyaz Mantolu Adam 16 sayfalık kısa bir öykü. Ancak etkileyici gücü son derece kuvvetli. Kısacık alıntıdan da anlaşılacağı üzere öykünün ana karakteri bir dilenci. Çevresinden aldığı tüm tepkilere rağmen sesini çıkarmaya bir tiptir o. Oğuz Atay hikâye boyunca karakterin dilsiz olduğunu söylemez ancak söylemiş kadar olur. Dilencimiz çulsuzdur ve birçok roman karakterinde olduğu gibi yalnızlık ve başarısızlık onun kaçınılmaz yazgısıdır. Hayatta hiçbir şeyi umursamayan bu adam bir gün önünden geçtiği bir vitrindeki beyaz mantoya kaptırır kendini. Ancak kaybedenlerin insan yerine konmadığı düzen ona mantonun bedelini ödetecektir.
Avrupa’nın geleceği belirsizleşiyor
-
Avrupa Birliği entegrasyonu sürecini taşıyan *“Fransa-Almanya motoru”*,
fena halde tekliyor. Bu iki ülke büyük ekonomik siyasi zorluklarla, aslında
...
3 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder