19 Mayıs 2008 Pazartesi

Pazartesi Notları #28

  • Pazartesi Notları'nda 27 haftayı geride bırakmışız. Nereye kadar dayanabileceğim bakalım!
  • MSN'e o kadar alıştık ki millet olarak sanki ailemizin bir ferdi gibi. Aynı ev içinde bile aile bireyleri ile MSN'de muhabbet eden tipleri geçtim artık duruşmalara dahi MSN'den katılmak mümkün olacakmış. İmam ve cemaat ilişkisine ne kadar da çok benziyor değil mi?
  • İktidar 200 bin kadar işçiyi ilgilendiren yaş çay alım fiyatlarını 85 YKr olarak açıklamış. İşçiler isyan etmiş haliyle. Ama siz getirmediniz mi zaten bunları başa? Müstehaktır efendim.
  • Geçtiğimiz hafta Başbakanlık Basın Merkezi'nin internet sitesi hack'lenmişti. Siteyi hack'leyen kişinin internet sitesini de hack'lemişler sonra. Üstelik siteye girildiğinde sizi karşılayan yazı aynen şöyleymiş: "Hacked by R.T.E."...
  • Tuncay Özkan hakkında da bir şeyler söylemek istiyorum. Biraz yatışmam gerek. Belki bir sonraki haftaya.
  • Milli Gazete Arçelik'in anneler günü için hazırladığı reklama sansür uygulamış. Afişte yer alan mankenlerin etek boylaı uzatılıp, omuzları kapatılmış. Arçelik dava açıyormuş. Ulan, ulan...
  • Bir Pippa Bacca davası daha... Danimarka'dan bisikletiyle dünya turuna çıkan bir kadın turist Yozgat'ta tecavüze uğramış. Adamı erkekliğinden utandırıyor bu adiler.
  • İnsanların MSN iletilerini okumak, okurken gülmek, gülerken sandalyeden düşmek kadar güzel bir haz yok.
  • Kullananlar bilir... Bir yerimiz burkulduğunda ya da incindiğinde ki bunu genelde futbol oynayanlar yaşar, can havli ile ilk sarıldığımız merhem Ben-Gay'dır. Çoğunluk nefret eder ama ben o merhemin hem kokusuna hem de sürülen yeri hafif yakmasına bayılıyorum. Mazoşist miyim neyim?
  • Kahve Dünyası'ndaki Çikolata Fondü ne muhteşem bir şeydir! Çilek ve muz parçalarını sıcak çikolataya daldırıp ağza atmak yerine, meyveleri olduğu gibi çikolata havuzuna bırakmak ve yaklaşık yarım dakika sonra alıp ağza atmak daha muhteşem bir şey.
  • Bugün bindiğim bir belediye otobüsünde önümde kara çarşaflı bir teyze oturuyordu. Evet, kara çarşaflı amca oturacak değildi tabii. Belki bir anlatım bozukluğu, bilemiyorum. Herneyse... Bir ilkokulun önünden geçerken içeride 19 Mayıs'ı kutlayan çocukları gördü ve yanındaki kıza dönüp "Bunlar neden böyle eğlenip, dans ediyorlar?" diye sordu. Sinirlerim tepeme vurdu tabii. "Yahu siz neden varsınız bu dünyada? Hiçbir şeyden haberiniz olmayacak. Hiçbir şeyi bilmeyeceksiniz. Öyle ot gibi yaşayıp, ot gibi ölüp, ot gibi ahirete gideceksiniz. Sahi ne amaçla varsınız siz?" demeden duramadım.
  • Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız bu vesileyle bir kez daha kutlu olsun.

1 yorum:

saklıdefter dedi ki...

Hepside doğru.
Bazen erkekeklikten utanılıyor, Bazende insan olmaktan. Sevgiler...