1 Haziran 2008 Pazar

Ömer Hayyam'dan (3)

  • Şarap sen benim günüm güneşimsin!
    Öyle bir dolsun ki seninle içim.
    Bir bildik görünce beni sokakta:
    Ne o, Şarap, nereye böyle? desin.
  • Girme şu alçakların hizmetine:
    Konma sinek gibi pislik üstüne.
    İki günde bir somun ye, ne olur!
    Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
  • Dedim: Artık bilgiden yana eksiğim yok;
    Şu dünyanın sırrına ermişim az çok.
    Derken aklım geldi başıma, bir de baktım:
    Ömrüm gelip geçmiş, hiçbir şey bildiğim yok.
  • Cennette huriler varmış, kara gözlü;
    İçkinin de ordaymış en güzeli.
    Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
    Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
  • Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
    Bana da sapık, dinsiz der durusun.
    Peki, ben ne görünüyorsam oyum:
    Ya sen? Ne görünüyorsan o musun?
  • Öldürmek de yaşatmak da senin işin;
    Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
    Ben kötüyüm diyelim, kimse kabahat?
    Beni böyle yaratan sen değil misin?
  • Ben kadehten çekmem artık elimi;
    Tutmam senin kitabını, minberini.
    Sen kuru bir softasın, ben yaş bir sapık:
    Cehennemde sen mi iyi yanarsın, ben mi?
  • Felek doğruyu eğriyi tartaydı,
    Her işine güzel demek kolaydı.
    Böyle mi yaşardı iyiler dünyada,
    Evrenin özü doğruluk olaydı?
  • Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
    Kimselerin kulu kölesi değil misin?
    Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
    Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
  • Tanrı, cennette şarap içeceksin, der;
    Aynı tanrı nasıl şarabı haram eder?
    Hamza bir Arab'ın devesini öldürmüş;
    Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber.

Hiç yorum yok: