25 Ağustos 2007 Cumartesi

"Ölüm Yadigârları" 9 Ekim'de Piyasada

Yapı Kredi Yayınları'ndan beklenen açıklama sonunda geldi! Yapılan açıklamaya göre J.K. Rowling'in tüm dünyada satış rekorları kıran 7 kitaplık roman serisi Harry Potter'ın son kitabı olan "Harry Potter and the Deathly Hallows" 9 Ekim 2007 Salı günü kitabevlerindeki yerini alacak. Serinin diğer kitaplarında olduğu gibi, kitap dünyada orjinal dilinden sonra ilk defa Türkçe olarak yayınlanacak.
Kitabı Türkçe'ye çeviren Sevin Okyay ve oğlu Kutlukhan Kutlu da kitabın büyük bir bölümünün çevirisini tamamlamış. Yaptıkları çeviriye uygun olarak da kitabın Türkiye'deki isminin "Harry Potter ve Ölüm Yadigârları" olmasına karar vermişler. Yayımlanan son kitap olan Harry Potter ve Melez Prens'i okuyanların sözü geçen "ölüm yadigârları"nın neler olduğunu anlaması pek zor olmayacaktır. Yine YKY'den yapılan açıklamada kitabın ilk baskısının 100.000 adet olacağı söylenmiş.
Hazır lafı Harry Potter'dan açmışken başımdan geçen ve acayip sinir olduğum bir olaydan da bahsetmeden yazıyı sonlandıramayacağım. Harry Potter and the Deathly Hallows temmuz ayının ortasında tüm dünyada satışa sunulduğunda çok heyecanlıydım. Sürpriz bir finalle biten altıncı kitap sonunda ilk defa bir Harry Potter kitabını heyecanla bekliyordum çünkü. Başlangıçta hemen bir kitabevine gidip kitabın İngilizce baskısını alıp okumayı düşünüyordum. Malum Türkçe baskısının yayınlanmasına daha çok vardı. Yalnız son kitabı kendi dilimde ve tamamen anlayarak okumak istiyor olmam bu düşünceme engel oldu, beklemeye karar verdim yani. Bu durumu bir arkadaşımla paylaşınca da aramızda şöyle bir diyalog geçti;
- Oğlum Harry Potter'ın son kitabı çıkmış lan. Hemen gidip alsam mı acaba, he, ne dersin?
+ Tabii, tabii al... Yakında Cin Ali'nin de son kitabı çıkıyormuş. Bütün hazırlıklar tamammış.
- Lan bi' s..ktir git çay koy hadi...
Harry Potter söz konusu olunca yapılan küçümsemelerin ne ilk ne de son kurbanı olduğumu düşünüyorum. Bana da tamamıyla ters gelen bir durum bu. Şimdi durumu şöyle ele alalım. Serinin ilk kitabı olan Harry Potter ve Felsefe Taşı yayınlandığında sene 1997'ydi. O tarihte ilk kitabı eline almış bir okurun en az 10 yaşında olduğunu ele alırsak aradan geçen 10 yılda o sümüklü çocuğun yaşı 20 olmuş olacak ve haliyle koca bir delikanlı ya da hanımefendi olmuş olacak. Yalan mı? Ne yani, şimdi o çocuk büyüme sürecinde hep yanında olan bu kitabın sonunu merak etmeyecek mi? Okumasın mı yani? Bana göre fantastik edebiyatın mihenk taşı olan Yüzüklerin Efendisi'ni İki Kule'den sonra bırakmak gibi bir şey bu? Yahu insan sonunu hiç mi merak etmez, edemez? Sinir oldum bak şimdi. Kaldı ki seriyi okuyanlar ilk 3 kitabın tamamen bir çocuk romanı havası verdiğini kabul eder, ancak yine seriyi okumaya devam eden aynı okurlar dördüncü kitapla birlikte serinin hiçbir çocuk romanında eşi benzerine rastlanmamış karanlık bir siluete büründüğünü de kabul eder. Ve bu karanlık hava sonraki her kitapta biraz daha artar. Yahu kime ne anlatıyorum ben? Seven okusun, sevmeyen de okumasın... O arkadaşa da buradan sesleniyorum; "Cin Ali'nin son kitabını bulup bana getirmezsen dombilisin lan"...

2 yorum:

ikinehir dedi ki...

Katılıyorum dediklerine, Harry Potter "çocuk kitabı" diye aşağılanıyor. Birincisi, "çocuk kitabı"nın niye hakaret olduğunu anlayabilmiş değilim. Çocukların zeka seviyesi düşüktür, çocuklar basittir, çocuk kitabı okuyan insanlar da gelişmemiş zekalı ve basit insanlardır gibi bir mantık yürütme var galiba. Bu şekilde aşağılanan kitaplar neler peki? Harry Potter, Küçük Prens, Küçük Kara Balık, Pıtırcık, Şeker Portakalı.. Bence hepsi harika kitaplar, kesinlikle yazarlarının muhteşemliğini okuyucuya hissettiren, yıllar içinde tekrar tekrar okunabilen, ve her seferinde hayranlık hissi uyandırabilen kitaplar. Yukarda saydığım kitapların bir hayranı olarak ben de karşılaşıyorum bu aşağılama, küçümseme olaylarıyla. Ama nihayetinde bir kitabı çocuk kitabı diye okumayan, hor gören insanlar için üzülüyorum, ne kaçırdıklarını bilmiyorlar. Napalım yani..

Bir de aynen dediğin gibi Harry Potter 3. kitaptan sonra karanlıklaşıyor, kitaplar da karakterlerle beraber büyüyor ve "çocuk" olmaktan çıkıyorlar yıllar geçtikçe. Bunu da dinlemiyor bir çok kişi.

Bir de ilk kitap 1997'de yayımlandı, düzelteyim dedim:)

Anıl dedi ki...

Hımm. Öncelikle yorumun için teşekkür ederim. Bildiğim kadarıyla ilk kitap Türkiye'de 1997'de yayınlandı. İngiltere'de 1990 diye biliyorum ama tabii ki yanılıyor olabilirim. Yazdıklarında hemfikir olmamla birlikte ülkemizde kitap okumaya tenezzül dahi etmeyen insanların okuyanları "Aaa şunu okuyor", "Bak çocuk kitabı" okuyor diye eleştirmesi hem komik gelmiştir bana.