İşi gücü bıraktım ve gece gece Meksikalı yönetmen Guillermo del Toro’nun son harikası, El Laberinto Del Fauno (Pan's Labyrinth) hakkında konuşacağım şimdi. Film yapılan son Oscar ödül törenlerine 6 dalda aday olarak girdi ve hak ettiği şekilde En İyi Makyaj, En İyi Sinematografi ve En İyi Sanat Yönetmenliği dalında ödülleri topladı. Film gerek senaryosu, gerek oyuncularının performansı gerekse de muhteşem müzikleriyle beni benden aldı. Tüm bunların yanında Toro'nun biraz Tim Burtonvari bir iş çıkarması filmden biraz daha etkilenmeme olanak sağladı.
Konuya değinmek gerekirse; 1944 İspanyası’ndayız. Ülkede iç savaş hüküm sürmekte ve haliyle faşistler hüküm sürmektedir. Babasını kaybetmiş küçük Ofelia ise annesiyle beraber bir yüzbaşı olan üvey babasının kaldığı yere doğru kasabasından yola çıkmıştır. Ofelia okuduğu fantastik kitaplar sayesinde hayalgücü son derece geniş olan bir hanımkızımızdır. Bir gün peşine takıldığı bir çekirge (ya da öyle bir şey) sayesinde masal dünyasının kapıları ona sonsuza dek açılır.
Filmi izlemeye karar verirseniz iki kere düşünün. Çünkü film küçükler için değil, büyükler için bir masal. Eğer ki şiddet sahnelerinden hoşlanmıyorsanız bu film kesinlikle size göre değil. Kısacası El Laberinto Del Fauno izlememenin büyük kayıp olacağı filmlerden.
P.S: Bu film Tarantino'nun elinde ne güzel olurdu be!
Yeni düşman ‘wokizm’
-
ABD’de Demokratlar seçim yenilgisinin nedenlerini araştırıyor. *Sınıftan
kopmak, “Wokizm”* (*“woke”* savları savunmak) önde gelen nedenler
arasında. ...
1 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder