27 Ağustos 2007 Pazartesi

İki Kişinin Bildiği "The Secret" Değildir


Evet, bir kitap hakkında yazdıklarımı okumaya başladınız şu an. Başlıktan ve soldaki resimden anlamış olmalısınız hangi kitaptan bahsedeceğimi. Kendim bir şeyler mırıldanmadan önce kitabın arka kapağını olduğu gibi aktarıyorum ki sonradan ağır konuşacağım, neden diye sormayın. Buyrun;
"Çağlar boyu nesilden nesile geçerken, birçok insan ona göz dikti, onu gizledi, kaybetti, çaldı, büyük paralar karşılığı satın alanlar oldu. Tarihteki en önemli insanların bazıları yüzyıllar kadar eski olan "Sır"ra vakıf olmuşlardı. Eflatun, Galileo, Beethoven, Edison, Carnegie, Einstein ve diğer mucitler, bilim adamları ile büyük düşünürler "Sır"rı biliyorlardı; ve şimdi "Sır" dünyaya açıklanıyor.
"Sır"rı öğrendiğinizde, istediğiniz her şeyi elde etmeyi, yapmayı, ya da istediğiniz her şey olmayı da öğrenmiş olacak; asıl kimliğinizi bulacak ve hayatta sizi bekleyen gerçek ihtişamın ne olduğunu göreceksiniz.
Sizce dünya nüfusunun sadece %1'lik bir kısmını oluşturan bir kesimin tüm maddi gelirin %96'sına sahip olması bir tesadüf mü?
Olağanüstü bir servete sahip olmak ister misiniz?
Muhteşem bir malikanede yaşamak ister misiniz?
Ömrünüz boyunca hiç sıkıntıya düşmeden bolluk, bereket içinde yaşamak ister misiniz?
Ruh eşinizi bulmak ya da huzurlu, mutlu bir evlilik yaşamak ister misiniz?
Peki kendinize sorun. Gerçekten ne, ama ne istersiniz?"

"O halde gidip bir sayısal loto oynamalısınız ve tutturabilmek için dua etmelisiniz" demek geliyor içimden. Kitabın arka kapağında yazanlar ve önsözde belirtilenlerden de anlaşılıyor ki bu kitap bir mucize. Evet, öyle olmasa tüm dünyadaki bestseller listelerinde aylardır zirveyi kendine mekân edinemezdi. Okuyan arkadaşlarım ve yakınlarımın söylediğine göre kitap yukarıda verilen soruları ve daha nicelerini bize verebiliyormuş. Bunu da nasıl mı yapıyormuşuz. Çekim yasası ile... Buna göre istediğimiz bir şey üzerine yoğunlaşmalı ve onu yapacağımıza ya da elde edebileceğimize inanmalıymışız. En ufak bir negatif düşünce bizi emelimizden uzaklaştırırmış. Herhangi bir şeyi pozitif düşündükten sonra yattığımız yerden bile elde edebiliyormuşuz. Ne kadar basitmiş öyle değil mi? Yazarı "Sırrı buldum, ben buldum" diye delirten sözde sır buymuş.
Şimdi bir düşünelim. Çok da zor değil. "İki kişinin bildiği sır değildir" diye Kurtlar Vadisi'nden hatırladığım çok özlü bir söz var. Şimdi bu meşhur sır da milyonlarla paylaşılınca sır olmaktan çıkmış olsa gerek. Yani mevzuubahis sır kendisini keşfeden kitabın yazarından başka kimsenin işine yaramayacaktır. Hoş, onun işine fazlasıyla yaramış. Baksanıza bir anda sırrı sayesinde milyonları afedersiniz enayi yerine koyarak paraya para dememeye başlamış.
Sözün özü inanmayın efendim böyle şeylere. Özellikle bizim Türk insanında çok vardır bu. Kendisine en ufak umut verecek şeye hücum ederiz biz. Eşyanın tabiatında var mıdır bilmiyorum ama Türk insanının doğasında var bu. Hayatta eline bir tane kitap almamış yakınlarımı bilirim. Bu kitap onları bile değiştirdi. Ne zaman görsem ellerinde "The Secret". "Yahu daha bitiremediniz mi şu zırvayı?" diye sorduğumda "Tekrar tekrar okuyoruz, süper lan" diyorlar. "Peki size ne verdi bu zımbırtı?" soru cümlesiyle kendilerine döndüğümde de "Hişt, negatif yaklaşma" diyorlar.
Tüm önyargılarıma rağmen yine de kendimle çelişeceğimi bile bile gidip aldım. Büyük ihtimalle az sonra okumaya başlayacağım. Ancak baştan önyargılıyım bir kere. Okuduktan sonra ben de deneyeceğim. Oturacağım en rahat koltuğuma ve bir Ferrari edinebilmek için pozitif düşüneceğim. Ne kadar sürecek bakalım...

Hiç yorum yok: