Yönetmen Özer Kızıltan'ın ödüle doymayan ve bir adamın Allah korkusunu ele alan başarılı filmi Takva, 13.Saraybosna Film Festivali'nde en iyi film ödülü olan Saraybosna'nın Kalbi ödülüne layık görüldü. Film daha önce de Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde aday olduğu 8 dalda da Altın Portakal'ın sahibi olmuştu. Bunun yanı sıra Berlin Film Festivali'nde FIPRESCI ödülü; İstanbul Uluslararası Film Festivali ile Nuremberg Film Festivali'nde "en iyi erkek oyuncu" ödülü ve Toronto Uluslararası Film Festivali'nde "Kültürel Yenilik Ödülü" alan film, Bosna'da aldığı bu ödül ile başarısını taçlandırdı. Bu vesileyle film hakkında da bir şeyler söyleyeyim. Takva'yı yaklaşık 1 ay önce önyargılar içinde izledim. Çünkü severek takip ettiğim bazı sinema eleştirmenleri bile filmi yerden yere vuruyordu. Yine de hazır elimin altında bulunuyorken izlemeyi seçtim. Sonuçta hiçbir şey kaybetmezdim. Bir gece yarısı koydum filmi ve izlemeye başladım. Doğma büyüme İstanbullu olan Muharrem (Erkan Can) dinine son derece bağlı, içine kapanık, mütevazı bir adamdır. İslâm'ın tüm emirlerini kendince yerine getirmeye çalışır. Bunun dışında cinsellik ve diğer dünyevi işlerden elini ayağını çekmiştir. Muharrem'in bu durumu mahallede senelerdir faaliyet göstermekte olan bir tarikatın dikkatini çeker. Tarikatın lideri uzun zamandır aklında olan işi yaptırmak için Muharrem'den saf birini daha bulamaz. Bir şekilde Muharrem kendisi ile tanıştırılır. Daha sonra tarikat lideri Muharrem'i tarikatın sahip olduğu evlerin ve dükkanların kiralarını toplaması için görevlendirir ve Muharrem'e arabadan laptopa kadar her türlü tedariği sağlar. Yıllardır dünyevi işlerden kendini muaf kılan adam artık uzak kaldığı yaşamın tatsız nefesini solumaktadır. Kira toplamak için gittiği yerlerde gördükleri kendisini dehşete düşürür. Tarikata bağlı insanlar içki içmekte, kul hakkı yemektedir. Tüm bunların üstüne kirasını ödeyemediği için kara kışın ortasında tarikat tarafından sokağa bırakılan bir aileye rastlaması Muharrem'in o zamana kadar öğrendiği her tabunun yıkılmasına sebebiyet verir. O artık Allah korkusunun pençesinde gerçek Müslümanlığı arayış içindedir.
Filmin Oyuncu Kadrosu: Muharrem: Erkan CAN Tarikat Lideri: Meray ÜLGEN Rauf: Güven KIRAÇ Ali Bey: Settar TANRIÖĞEN Erol: Engin GÜNAYDIN
merhaba,takvayı merak ediyordum ,filmi tanıtınca biraz fikrim oldu ,izlemeyi düşünüyorum peki izledikten sonra nasıl buldun,eleştirmenlerin haklılık payı var mı bu kadar ödüllü bir film için ,ne dersin?..
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim :) Eleştirmenlerin film hakkındaki eleştirilerinin haklılık payı yok değil. Onların üzerinde durdukları konu genelde filmdeki zikir sahneleriydi. Bu sahneler gerçek anlamda rahatsızlık vericiydi. Öyle bir anda aslında yorum izleyicinin kendisinde bitiyor. İsteyen işine geldiği gibi yorumlayabilir çünkü. Kimi filmin İslamiyet propagandası yapıp yandaş çekmeye çalıştığını savunurken, kimi İslamiyet'in filmde yansıtılan olmadığını savunuyor. Ancak yine de benim görüşüm filmde ne İslamiyet yüceltiliyor ne de aşağılanıyor. Her açıdan nötr yani. Ben izledikten sonra önyargılarımın boşuna olduğunu anladım ve filme 10 üzerinden 9'u layık gördüm. Bana kalırsa izlemelisin. Uluslararası anlamda kaç tane başarılı filmimiz var ki sonuçta?
hımm,ben zaten kafaya koyunca ne kadar olumsuz eleştirilirse eleştirilsin ,izlerim,özellikle ödüllü filmleri,ama zikir sahnelerinden tırstım doğrusu...
Trump! Nasıl yani? (2)
-
Pazartesi günü, *Trump*’ın açık farkla (oy sayımı ilerledikçe açık farkla
olmadığını görüyoruz) kazanmasına yol açan dinamikleri tartışmıştım. Bugün *“Tru...
Kozahan'da
-
Bursa'da 1 saatim var. Koşturarak Kozahan'a ordan Kapalıçarşı'yı seri
şekilde turlamam gerekiyor. Ne aradığımı bilmiyorum. Bıçak, belki peştemal.
Ama tam...
“Yazan-Çizen LATİF DEMİRCİ” açıldı.
-
Kendine özgü mizah anlayışı ve yarattığı unutulmaz karakterler ile
milyonların kalbini kazanan Latif Demirci’nin sanat hayatına eşlik etmeye
davetlisin...
mutluluk yolu / yazar #Bertrandrussell
-
#mutlulukyolu kitabı okuma seyri oldukça uzun sürdü. Keyifli bir okuma
olduğu için yavaş yavaş ve zamana yayarak okudum. Mutluluğun aslında
peşinden koşm...
AMA ARKADAŞLAR İYİDİR İDMAN YURDU F.C.
-
Biz burda anılarımızı anlataduralım gitgide yazılarda makarasını yaptığımız
"Anı Adamı Sunay Akın" kıvamına hızlıca yaklaşıyoruz, Sunay Akın ile dalga
geçe...
Haftanın Şarkısı 89 - Unshaken
-
Merhaba.
Nasılsınız?
2019'a da girdik valla. 2 hafta da geçmiş hatta. Zaman çabuk geçiyor değil
mi? 10. yıl yazısını yazmamın üzerinden bile 1,5 ay geçmiş...
hem de çok.....
-
"özledim seni gözümün ışığı
özledim özümden gizli
gündestede yerin ayrı
özenilmiş özümlenememiş sevgi
çalakalem girip bir ozan yaşamına
çin mürekkepleriyle y...
Ankara ve Nostalji
-
nostalji. bu tek kelime beni bir süredir çok meşgul ediyor. ankara'yı
düşünüyorum. ankara'da geçirdiğim kışları ve sonbaharları. ankara'nın
romantize edile...
Replik :)
-
Dikiz Aynası - 1973
Yönetmen: Ülkü Erakalın
Oyuncular : Sadri Alışık, Sevdağ Ferdağ, Mine Koşan
Kazım, Mine'ye söylüyor:
- Ben zaten eski bir aşkın mah...
Başka türlü bir şey
-
Büyümek pek çok macerayı, pek çok yolculuğu, rüyayı, kabusu, anıyı,
unutulmayacakları, unutulmak istenenleri, hafiflikleri, yükleri,
kirlenmeyi, lekes...
Cüneyt ARKIN - GUNES NE ZAMAN DOGACAK - 1978
-
*GÜNEŞ NE ZAMAN DOĞACAK*
Kırım Türklerinden Yavuz Mehmedov (*Cüneyt Arkın*) rejim sebebiyle
yıllardır yasaklanmış olan dini faaliyetlere karşı köyün kapıs...
vecihi sendromu
-
geçen burada otururken bir portekizli arkadaş (enternasyoliz ya gari
portekizli arkadaslarimiz, ispanyol yarenlerimiz, italyan canolarimiz var)
"ben adam...
No New Office
-
[image: Career Expo 20110928 010]
Unfortunately our idea to move to a new office and take advantage of the
fact that the buildings new owners had not got in...
İHTİMAL
-
İhtimaller çok. Ve ne çok düşünür insanın beyni böyle zamanlarda. Aklın
sınırlarını zorlayıp durur sürekli. Kimi düşe yakın, kimi gerçeğe, yeni
yeni fiki...
21. yüzyılda otobüslerde uyumaya devam ediyoruz
-
ağaçlar yeniden ayaklanıyor.
eski bir küfür tekrar dilleniyor...
siyah beyaz bir filmin ortasında,
kahverengi yapraklar dökülüyor.
ne olursa olsun, sen siy...
KALMAK..
-
KALMAK
Kalmak, kaçan topunu geri döndürdüğün bir çocuğun gülümseyen gamzelerinde;
kalmak, elinden tuttuğun bir yaşlının kırışıklıklarından birinde; kalma...
-
KATYA'NIN YAZI
Trevanian
Kütüphane sağolsun, dileğimi duymuş olacak ki rafların arasından Katya'nın
Yazı'nı bırakıverdi elime. Ben de kabul ettim tabi ki...
Son Düdük!
-
Profilime bakacak olursanız 2006 yılından bu yana Blogger'in bir üyesi
olduğumu söyleyecektir size. İçinde bulunduğunuz blogda ilk göz
ağrısıydı... Başlang...
Yarım yıl
-
Merhaba arkadaşlar,
Ben iyice boşladım blogu 2 ayda bir yazı yazar oldum ama cidden dalışa da
gidemiyorum, hayatımdaki en anlamlı varlıkla uğraşıyorum :) u...
4 yorum:
merhaba,takvayı merak ediyordum ,filmi tanıtınca biraz fikrim oldu ,izlemeyi düşünüyorum peki izledikten sonra nasıl buldun,eleştirmenlerin haklılık payı var mı bu kadar ödüllü bir film için ,ne dersin?..
Öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim :) Eleştirmenlerin film hakkındaki eleştirilerinin haklılık payı yok değil. Onların üzerinde durdukları konu genelde filmdeki zikir sahneleriydi. Bu sahneler gerçek anlamda rahatsızlık vericiydi. Öyle bir anda aslında yorum izleyicinin kendisinde bitiyor. İsteyen işine geldiği gibi yorumlayabilir çünkü. Kimi filmin İslamiyet propagandası yapıp yandaş çekmeye çalıştığını savunurken, kimi İslamiyet'in filmde yansıtılan olmadığını savunuyor. Ancak yine de benim görüşüm filmde ne İslamiyet yüceltiliyor ne de aşağılanıyor. Her açıdan nötr yani. Ben izledikten sonra önyargılarımın boşuna olduğunu anladım ve filme 10 üzerinden 9'u layık gördüm. Bana kalırsa izlemelisin. Uluslararası anlamda kaç tane başarılı filmimiz var ki sonuçta?
hımm,ben zaten kafaya koyunca ne kadar olumsuz eleştirilirse eleştirilsin ,izlerim,özellikle ödüllü filmleri,ama zikir sahnelerinden tırstım doğrusu...
:) Ben de korkmuştum ilk başta. Ama insana zarar vermiyorlar. İçin rahat etsin derim.
Yorum Gönder