24 Mart 2009 Salı

Ömer Hayyam'dan (8)

  • Bu gecenin son gece olması da var:
    Emret, gül rengi şarabı getirsinler.
    Gafil, bir gittin mi bir daha gelmek yok:
    Altın değilsin ki gömüp çıkarsınlar.
  • Kendiliğimden var olmuş sanma beni;
    Bu kanlı yola ben sokmadım kendimi;
    Bir gerçek varlık beni var etmiş olan;
    Yoksa kimdim ben, nerdeyim, neydim ki.
  • Gökleri yarıp darma dağın ettiğin gün,
    Pırıl pırıl yıldızları kararttığın gün,
    Sen sorguya çekmeden önce ben soracağım sana:
    Ey Tanrı, hangi günahım için beni öldürdün?
  • Vefasız dünya diye yakınıp durma;
    Dünya elindeyken tadını çıkarsana!
    Herkese vefalı olsaydı bu dünya
    Sıra mı gelirdi senin yaşamana?
  • Gün doğarken sabah horozları niçin
    Acı acı bağrışırlar, bilir misin?
    Tan yerini gösterip derler ki sana:
    Bir gecen daha geçti gidiyor, sen nerdesin?
  • Tertemiz geldik yokluktan kirlendik;
    Sevinçle geldik dünyaya, dertlendik.
    Ağladık, sızlandık, yandık, yakındık:
    Yele verdik ömrü, toz olup gittik.
  • Dostunu seven kişi
    Pervane gibi özler ateşi:
    Sevip de yanmaktan kaçanların
    Masal anlatmaktır bütün işi.
  • Can o güzel yüzüne vurgun, neyleyim;
    Gönül tatlı diline tutkun, neyleyim;
    Can da, gönül de sır incileriyle dolu:
    Ama dile kilit vurmuşsun, neyleyim.
  • Hem sana el değdirmeğe elim varmaz,
    Hem sensiz aldığım nefes, nefes olmaz;
    Bir garip dert bu, kimseye de açılmaz:
    Bir zehir zakkum ki, tadına da doyulmaz.
  • Gece, gül bahçesinde, ararken seni,
    Gülden gelen kokun sarhoi etti beni;
    Seni anlatmaya başlayınca güle
    Baktım kuşlar da dinliyor hikâyemi.
  • Sen içmiyorsan, içenleri kınama bari;
    Bırak aldatmacayı, iki yüzlülükleri;
    Şarap içmem diye övünüyorsun, ama,
    Yediğin haltlar yanında şarap nedir ki?

Hiç yorum yok: