Yaptığı işi ve söylediği şarkıyı son derece ciddiye alan bir abimizle beraberiz. Klibi izlerken göreceksiniz ki kendisi çattığı kaşlarla ve şekilden şekle soktuğu ağzıyla bunu bize hissettiriyor. Sanatçının, yamulmuyorsam, aynı zamanda çıkış parçası da olan bu şarkının klibinde ağır abimiz kamera denen aygıtı hayatında ilk defa karşısına almış olacak ki bunu her halinden anlayabiliyoruz. Yahu yaklaşık 4 dakika süren klip boyunca insan iki hareketten başka bir şey yapamaz mı? Nedir bu hareketler? Söyleyeyim... Kamera esas oğlanı gösterirken Küçük Emrah gibi başı yerden yukarıya aniden kaldırma ve kolları iki de bir yana açıp avuç içlerini gösterme... Bir falcı izlese, iddia ediyorum ki o avuç içlerinden tüm hayatını okur abinin. Belki de okumuştur, bilemeyiz...
Klibin senaryosunu sormayın. Anlatabilmem için önce benim anlamam gerek. Lakin bir tahmin yürütmüyor da değilim hani. Bir erkek ve bir bayan bisiklete biniyorlar. Lakin görüyoruz ki bisikleti kullanan şahıs klibin sahibi, yani esas oğlan değil. Birkaç sahne sonra bisikletin gövdesine oturmaktan belli ki kalçası ağrıyan ablamız "İn, biraz da ben kullanayım" diyor olabilir, evet, budur muhtemelen. Sonra bir bakıyoruz ki kavga etmeye başlamışlar. Burada oğlanın "Sana ne oluyor be, bisiklet benim değil mi? Ben kullanacağım, rahatsız olduysanız yaya gidersiniz küçük hanım" dediğini duyar gibi oluyoruz. Bir sahne sonra olanlara ise anlam vermek zor. Esas oğlan dağa, bayıra, denize doğru haykırmaya başlıyor. Ne demiş olabilir? "Ulan İstanbul sen mi büyüksün, yoksa ben mi?" dememiştir herhalde. Neyse... O bizi bizden alan son sahnede ise tüm düğümün çözüldüğüne tanıklık ediyoruz. Abimiz artık bisikleti satmış, yerine son model bir araba almıştır. Bunu nasıl yaptığını ise çözebilmiş değiliz. Yaya giderek yolunu bir türlü bitiremeyen ablanın yanına arabayı çekip "Nabeeer, artık istesen de götürmem seni" diyerek, basıp gitmiştir. Sorarım kendisine, öyle dağda bayırda kız mı bırakılır a benim gerizekalı evladım? Yazık değil mi lan kızcağıza... Sonunu duydum, kötü yola düşmüş diyorlar.
Karşınızda Gökhan Tepe... Şarkısının adı; Aşk Belası... (Evet, Eurovision'a özendim, ne olmuş!)
Avrupa’nın geleceği belirsizleşiyor
-
Avrupa Birliği entegrasyonu sürecini taşıyan *“Fransa-Almanya motoru”*,
fena halde tekliyor. Bu iki ülke büyük ekonomik siyasi zorluklarla, aslında
...
3 gün önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder