26 Kasım 2007 Pazartesi

Pazartesi Notları #3

  • Sweeney Todd'un vizyona girme tarihi sonunda belli oldu ya da ben biraz geç kaldım; 25 Ocak 2008.
  • Harry Potter serisinin 6. filmi olan Harry Potter and the Half-Blood Prince'in çekimleri eylül ayında başladı. Malum geçen her saniye 'çocuk' yıldızların büyümesine katkıda bulunuyor. İşi çabuk tutmak gerek haliyle. Ancak 5. filmde sinemaya yansıtılmayan sahneler yüzünden bu filmi ve özellikle son filmi yönetecek olan yönetmenin işi gerçekten zora girdi. Kilit noktalar atlandı çünkü. Nasıl toplarlar bilmiyorum ama isterseniz 6. filmde figüran olarak rol alabilirsiniz. Gerçekten ilgileniyorsanız buraya bile tıklayabilirsiniz.
  • Şener Şen'i çok özledim vallahi. Oscarlık bu adamı izlemek için Kabadayı'yı bekliyorum. Yavuz Turgul da var işin içinde. Allah be!
  • Çok severdim Buzz Lightyear'ın hikâyesini. Üçüncü film geliyormuş. Ağzımın suyu aktı.
  • Animasyon film diye bir kavram kaldı mı acaba? Ratatouille'da öyle sahneler var ki animasyon mu değil mi diye şüphe duyuyorsunuz. Hele hele Paris sahnelerine söyleyecek laf bulamıyorum. Animasyonda bile böylesine yansıtılıyorsa gerçeğini düşünemiyorum bile.
  • Maç boyunca sarfettiğim tüm kötü sözler için affet beni Serkan!
  • Özledim Mabed'i. Pazar gününü iple çekiyorum şerefsizim.
  • 8 Aralık... Az kaldı az...
  • En güzel animasyon karakterlerin bir listesini yapsın birileri. Ben neden yapmıyorum ki? Altın madalyayı Lola Bunny'e veriyorum. Gümüş madalya Jessica Rabbit'e gitsin, özledik onu. Bronzu da, hmm, kime versem ki? Corpse Bride olsun hadi. Yok mu bir dal görünümlü kol?
  • Milla Jovovich garip biri gerçekten. Tipine baksanız anlarsınız. Hamileymiş kendisi. Gariplik burada değil tabii. Bunu 6 ay sonra fark etmiş desem...
  • Neden kadınlar erkekler kadar çok sevemiyor?
  • 30 Kasım'da Cronenberg'in yeni filmi Eastern Promises vizyona giriyormuş. A History of Violence'da olduğu gibi yine başrolde Viggo Mortensen var. Sıradışı sahneler bekliyorum yine.
  • Arkadaşlarım çok methettiler The Girl Next Door'u. İzledimi beğenmedim. Sanırım onların methettikleri şey film değil Elisha Cuthbert'di. Yanlış anlamış olmalıyım.
  • İstanbul'da aradığım film afişini bulabileceğim bir yer var mı? Varsa buranın yerini bilen var mı? Varsa bana söyler mi?
  • "İster gökyüzünde seyret ister gözlerimde; körler onu görmese de yıldızlar vardır."
  • "Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. İki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz. Sen, 'Ama senin için şunu yaptım' derken o, 'Şunu yapmadın' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın. Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. 'Peki o ne yaptı?' deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. Acılara tutunarak yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana. Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası. Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir. Yürek sesi ne bilmeyenler ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini..."
  • Dünyanın en büyük şairini kendi dilinden okumak ne büyük bir şans.

1 yorum:

PERİLİ KÖŞK dedi ki...

"NEDEN KADINLAR ERKEKLER KADAR ÇOK SEVEMİYOR"
istisnalar hariç olabilir ancak ben öööle düşünmüyorum :D,