24 Kasım 2008 Pazartesi

Pazartesi Notları #53

  • İmam nikahlı bir kadının eşine açtığı tazminat davası kabul edilmiş. Desenize ılımlı ılımlı geliyorlar.
  • Bu Acun Ilıcalı işini biliyor kanımca. Yarışmasını izlemeyenlere bile bir şekilde izletmeyi beceriyor. Christina Aguilera yetmemiş, şimdi bir de Adriana Lima veriyor. Haydi hayırlısı.
  • Çocukluğumuzun efsanelerinden biriydi; Tadelle. Geçen sene TMSF tarafından fabrikasına el konmuş ve üretimi durmuştu. Göz göre göre efsanemizin yok olmasına tanık olmuştuk. Geçtiğimiz hafta duyduğumuz bir haber bizi mutlu etti. Tadelle’nin üretimi yeniden başlamış. 80’lerin çocuklarına hayırlı olsun.
  • Gmail’de artık tema seçebiliyoruz. Kanımca en güzeli Summer Ocean. Summer Ocean... Bayiinizden ısrarla isteyiniz. Summer Ocean!
  • Kimisi evde fritöze atar patatesleri ve öyle yer kızartmayı. Kimisi de Burger King’in patates kızartmasından başkasını sevmez. Ancak ben öyle miyim? Katiyen, asla! Ben babaanne yöntemiyle kızartılmış patatesin hastasıyım. Yokdur onun kadar güzeli. Teflon tavada böyleeee, yumuşak yumuşak, akşam üstü akşam üstü... Bayram gelsin hele bir, çalacağız babaannenin kapısını iki kere. Duymazsa üçüncüyü de çalabilirim. Belli olmaz.
  • Top oynamayı bilmeyen adamı halı sahaya çağırmayacaksın mesela. Hani olur ya, “Adam eksik abi, oynar mısın? Savunmada dursan, gelene geçene vursan yeter” muhabbeti vardır. Olmasın. Öyle takoz geleceğine o mevki boş kalsın. Hayır olan bizim gibi teknik kapasitesi yüksek oyunculara oluyor. Misal... Rakip takımın bütün iyi oyuncularını verkaç-çalım kombinasyonuyla geçmişsiniz. Karşınızda bir tek rakip takımın son adamı kalmış. Ne yapacaksınız. Çantada kekliktir bir defa o... Bütün takım arkanızda kalmış, haliyle onu da geçemezseniz yuh olsundur size. Ama öyle olmuyor işte. Hayat güzel, martılar falan ama futbol bu kardeşim. Sen topu kurtarıyorsun, tam seviniyorsun buna, arkadan bir şeye benzetemediğin adam bir tekme savuruyor sağ baldırına, yerde taklalar atıyorsun. Ne pozisyon kalıyor ne de bacak! “Bir şeyim yok, iyiyim ben” diye caka satıyorsun ama maç bittikten sonra sağ ayağını yerden kaldıramıyorsun. Okyanusu aşıp derede boğuluyorsun anlayacağın. Gelmesin böyle takozlar maçlara. Takoz demişken, Takoz Recep’ten bahsetmiyorum elbette. Yeri gelmişken ona da bir selam gönderelim tabii. Ahh, bacağım!
  • Bir de bu Ben-Gay süper bir icattır. Ayağım/bacağım/kolum/bileğim incindiğinde bu kremi süreceğim diye çok seviniyorum. Tatlı bir yakma hissiyatı yaşatıyor ya insana, aman Allah’ım!
  • Danimarkalı bir karikatürist vakti zamanında çizmiş olduğu Hz.Muhammed karikatürlerini şimdi de kitap yapıyormuş. Saygı abidesi, örnek alınması gereken Batı şimdiye dek kendi değerlerine saygısızlık yapıldığını görmüş mü acaba tarafımızdan?
  • Smile Adsl’nin reklamı çok gereksiz ve düşündürücü. Hani şu İngilizce konuşan dönerci amcadan bahsediyorum. Bir de utanmadan sonuna “Ayda bilmemkaç YTL’ye istediğin kişi ol” diyorlar. Tabii zaten biz interneti insanları kandırmak için kullanıyoruz. Bu mudur sizin internetten anladığınız?
  • Bence Lassie bize bir şey anlatmaya çalışıyor.
  • Cumartesi sabahı erkenden kalkmak zorunda kalmak hayatın en tatsız anları sıralamasında kafadan ilk beşe girer bence. İtalyanca sınavım münasebetiyle sınav salonunu tavaf ettikten sonra, bünyeme hakim olan can sıkıntısı sonucu soluğu Kadıköy’de aldım. Arkadaşlar Okey oynarken, ben onca Fenerbahçeli’nin arasında Galatasaraylı olduğunu bariz şekilde belli edercesine Ankaragücü’nün kaçan pozisyonlarında ayağa falan fırladım. Eh, aralarında benim Ankaragücülü olduğumu sananlar olduysa, o onların eşekliği. Sonra efendim çıktık oradan. Arkadaşlar tutturdu bu kez sinemaya girelim diye. Onları sinema salonunun kapısına kadar uğurladıktan sonra Galatasaray’ın Ankaraspor ile oynayacağı maçı izlemek için mekandan ayrıldım. Maçı farklı arkadaşlarla izledim, ki arkadaşlar her zaman iyidir. Maç bitti, zaten İstanbul’da bir fırtınadır kopuyor, iskeleler falan, neyse biz dışarı çıktık ama rüzgardan adım atamıyoruz. Hani zıplasak geriye doğru siz deyin 5, ben diyeyim 10 metre uçacağım. “Uçtum” dememi bekleyeniniz varsa, uçmadım. Fakat daha güzel bir şey oldu. Fırtına ile birlikte süper bir yağmur yağmaya başladı. Süper yağmur, evet! Hiçbir şey yapmadım o an. Yağmur damlaları önce saçları sırılsıklam etti, ardından ne mont bıraktı ne de ayakkabı içi. Sucuk gibi olmak deyimi buradan geliyor işte. En moralsiz anlarımda bile mutlu edebiliyor yağmur beni. Allah’ım ne güzel bir şey.
  • Bir de... Kadıköy’ün Bahariyesi gibisi yok! Yok!
  • Antalya'yı özledim. Günler geçse de gitsem, ayazında kumsalına vursam kendimi....
  • Yüreğini kaptırıp da kendini kaptıramamak çok can sıkıcı. Böyle bir anlamsız bakıyorsunuz her şeye. Bir kitabın başına oturuyorsunuz, gözleriniz kelimeleri sıralıyor, ancak siz sadece tek bir isim görüyorsunuz orada. İstiyorum ki “Güven” yazan kapıdan içeriye adımımı atayım, orada, köşede beni bekleyenin elinden tutayım, çekip götüreyim. Geç kaldığıma yanayım hafiften. Fonda çalan en sevdiğim şarkıya dalga sesleri eşlik etsin ve biz sabahlayalım denize karşı...

8 yorum:

bilog dedi ki...

Sen hani rusça alıcaktın? İtalyanca nerden çıktı? :)

O sabah bende sınava girdim maalesef. Ama poliyanna olalım iki saniye: ya pazar sabahı erken kalkmak zorunda olsaydık? Buna da şükür yani.

Adsız dedi ki...

yağmur iyidir,ama hasta olmadığına sevinmelisin,yoksa oldunmu?ama olsun yine de iyidir yağmur...bu arda benim annem de tavada kızartır patatesi ama ben burger king sevenlerdenm sanırım..:)

Anıl dedi ki...

bilog,

Öyleydi ama Rusça'dan son anda vazcaydım :)

deppist,

yağmurdan bana zarar gelmez :) Hatta hastaysam yağmur ilaç etkisi bile yapabilir bana, o derece yani :)

Burger King patatesi de candır, sarımsaklı mayonezle bööööyle. Impfh! :)

Onur ÖZÇELİK dedi ki...

Halı saha için söylediklerine tamamen katılıyorum.

Yağmurda çok ıslandığımda bende de bir rahatlama hissi oluşuyor.(Normali rahatsızlık olması lazım sanki)

Patates kızartması elma dilim olmalı böyle içi dolu dolu:-)

Anıl dedi ki...

Onur ÖZÇELİK,

elma dilim patates kızartması yerine patates püresi yemeyi tercih ederim :) Ancak zevkinize de saygı duyuyorum tabii. Yine de babaanne usulü papates kızartması kanımca en iyisi :)

comicoserio dedi ki...

halı saha için söylediklerine kesinlikle katılıyorum ayrıca o adamlar çok şanslı oluyorlar. topu geçiremiyorsun yaw onlardan bu arada ayğın için geçmiş olsun yaw.

MOBIUS dedi ki...

Son madde hayalime olan tutkumu tetikledi Anıl.
Kitabın önsözü ya da kitabın arka kapağındaki yazı...
Evet, evet bekliyorum o gün gelecek:)
Yazdım bir yere son maddeni. Acele ile girdim.Bunu demeden geçemedim. Sevgiler efem :)

Anıl dedi ki...

Zamanının ötesinden gelen yorum:

Ben demiştim kasaplarla top oynanmaz diye... Kırarsın sonra oranı buranı... AHH!