
Yine de, açık olmam gerekirse, ben hiçbir zaman beklediğim hazı tam anlamıyla çıkaramadım bu teknolojiden. Beowulf efsanesinin beyaz perdeye taşınması ile tanıştık ilk 3 boyutlu uzun metraj ile. Ancak bunun animasyon ağırlıklı olması beklentilerimi yine karşılamadı. Neyse ki bundan kısa bir süre sonra Jules Verne'nin Arzın Merkezine Seyahat isimli yapıtı beyaz perdeye uyarlandı, hem de tamamı 3 boyutlu ve kanlı canlı oyunculardan oluşmuş bir şekilde.
Filmi geçtiğimiz hafta izleme fırsatı buldum. Açıkça söylemek gerekirse de herhangi bir sıkıntı yaşamadan - hatta umduğumda fazlasıyla eğlendirici buldum - doksan küsur dakikayı bitirdim. Baştan sona müthiş bir görsel şov sunan film için öncelikle belirtilmesi gereken husus odur ki kimse bu filmi izlemeye başlarken filmin sinema sanatına bir anlam katmasını beklemesin. Çünkü filmin amacı bu değil zaten. Tamamen izleyiciye keyifli bir zaman geçirtmek ve mümkünse bundan sonra yapılacak olan filmlere referans olmak. Yaratılan mekanlar ve kullanılan teknoloji o denli harika olmuş ki filmde daha ilk bakışta göze çarpan mantık hataları ve kötü oyunculuklar dahi izleyici tarafından önemsenmez bir hâl almış.
Demem o ki Journey to the Center of the Earth zevkle izlenebilecek bir yapım. 3D teknolojisini bir kenara bırakırsanız belki de yüzüne bakılmayacak bir yapım ama yukarıda da bahsini ettiğim gibi; bu film bu anlayışla izlenmez Ceku! Filmin sonunda ise devamının çekilebileceğine dair küçük bir ipucu vardı ki bu bile heyecanlanmama yetti. Mümkündür, eğer bir devam filmi çekilecekse sanırım başkahramanlar Atlantis'e doğru zorlu bir yolculuğa çıkacaklar. Hoş, nasıl bulacaklar söz konusu mekânı o da ayrı bir muamma. Bu kez ellerinde kendilerine yol gösterecek bir Jules Verne kitabı olmayacak çünkü.
2 yorum:
ben de izledim bunu, ama sonra batman'a gittiğim için kaynadı gitti arada. gerçekten çok şahaneydi, baştaki o böceğin antenleri bile yetti zaten :) gözlükler de pek şıktı hani, 70'lere döndük hafiften :) sonra arkadaşlarla düşündük, biz büyüyünce bunlar televizyonda filan olur, gözlüğe de gerek kalmaz, biz de çocuklarımıza anlatırız, "yavrum biz bunu görmeye sinemaya gitmiştik aklımız uçmuştu" filan diye.. daha muhabbeti tamamlamadan öndeki şişko uyuz velet "bence çok saçmaydı yanee" diyordu..
Gözlükler şahane miydi değil miydi bilemeyeceğim de çok rahatsız edici olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Yorum Gönder