28 Temmuz 2008 Pazartesi

Pazartesi Notları #37, #38

  • Yaklaşık iki haftalık bir aranın ardından yeniden merhaba! Geçen haftaki Pazartesi Notlarını tamamen elimde olan nedenlerden ötürü yazmadığım için bu hafta 37 ve 38’nci hafta notlarını bir arada sunmak gibi muhteşem bir kampanyaya giriştim. Haydi bakalım!
  • Bu yokluk süresince pek çok şeye kafamı bozdum. Mesela bunlardan biri rektör atamaları ile ilgili YÖK’ün Çankaya’ya sunduğu liste… Her geçen gün siyasallaşan YÖK üniversitelerin kendi içlerinde yaptıkları seçimleri adeta hiçe sayarak seçim kazanmış rektör adaylarını liste dışı bırakıyor, birçoğu da listenin alt sıralarına gönderiliyor. Seçim birincileri, Atatürkçü Düşünce Derneği üyeleri bir bakıma bozguna uğratılırken, milliyetçi ve muhafazakâr adaylar cumhurbaşkanının önüne liste başı olarak gidiyor. Son söz Çankaya’da tabii… Köşke çıkarken “Lâik cumhuriyeti korumaya” ant içen cumhurun başında…
  • Yakın bir geçmişte Trabzon’da bir alışveriş ve yaşam merkezi açılmış. Gariplikler bundan sonra başlıyor tabii. Bina yapılmış bitmiş, açılışı dahi yapılmış… Birileri de çıkmış “Bu bina Haç’ı andırıyor” demiş ve bunun üzerine de binanın yıkılmasına karar verilmiş. Doğan Hızlan 23 Temmuz tarihli köşe yazısında bu olaya yer vermiş. Yazısı şu sözlerle bitiyor: “Yanılmıyorsam galiba Aziz Nesin de o zaman bir yazı yazmıştı. Mizahın büyük ustası, Haşmet Akal’ın resminde nasıl orak-çekiç bulduğunu yazarken, amuda kalktığını, vücut hareketlerinden sonra orak-çekiç’i keşfettiğini yazmıştı.”
  • Geçtiğimiz hafta Suna Pekuysal evinde düşüp kalça kemiğini kırmıştı ve hastaneye kaldırılmıştı. Çok fazla üzülmüştüm bu habere. Beterin beteri vardır diye boşuna söylememişler herhalde. Vefat haberini duyacağım aklımın ucuna bile gelmedi. Üzüntümün de beteri oldu. Nur içinde yatsın.
  • Birkaç gün evvel Hürriyet gazetesinin internet sitesinde bir habere rastladım. Malum, üniversite adayları tercih sürecini yaşıyor. Sitedeki haberin içeriği üniversitelerin öğrencilerine sunacakları ayrıcalıklar… Hazırlanan uzun liste sayesinde üniversite adayları tercih edecekleri okullar hakkında fikir sahibi oluyorlar. Söz konusu haberin başlığı ise; “Bu üniversitede Atatürk’ü eleştirmek serbest”… Bahsi geçen üniversite ise Sabancı Üniversitesi. Bir üniversitenin tercih edilme kriteri ne zamandan beri Mustafa Kemal’i eleştirmek? Peki bunu koca koca puntolarla haber başlığı yapmak ne denli etik?
  • İki haftaya yakın bir süredir hava kirliliğinin olmadığı, şehir ışıklarının karanlık çöktüğünde semaya yansımadığı ve dolayısıyla her bir yıldızın tek tek seçilebildiği bir yerdeydim. Uzunca bir sürenin ardından gece yarıları atmosfere giren meteoritleri izleme zevkine nail oldum. Hoştu.
  • Bir insanın 21-22 yaşlarında kalbinden sorun yaşama olasılığı nedir? Ölümden korkardım, daha da korkar oldum. Yok yok, ben Numenorlu olmalıyım. Evet evet, öyle olmalıyım.
  • The Dark Knight muhteşem bir açılış yaptı Amerika’da. Hollywood üzerindeki ölü toprağını fena attı. Beklenmeyen bir şey değildi aslında. Beklenmeyen filmin IMDb Top 250’ye ilk sıradan girmesiydi. Listede bir rekora imza atarak an itibariyle 10 üzerinden 9,4’lük bir oranla The Shawshank Redemption ve The Godfather’i geride bırakmış durumda. Hep söylerim, IMDb’nin popülaritesi arttıktan sonra pek kaale alınacak yanı da kalmadı. Filmlere oy verme meraklılarının sayısı arttı. Elde edilen ortalamalar layıkını yansıtamaz oldu. Ben iddia ediyorum ki The Dark Knight’a oy verenlerin dörtte biri filmi izlememiştir bile. Ben mi? Ben henüz filmi görme fırsatı bulamadım. Salı günü gidip, izlemeyi düşünüyorum. Benim filmden beklentilerim çok yüksekti de bu denli abartılacağını da aklımın ucuna bile getirmemiştim. İzledikten sonraki izlenimlerimde buluşmak üzere…
  • Avatar: The Last Airbender vardı bir zamanlar. Tarih oldu artık. Ağlasam mı, bilmiyorum. Çocukluk günlerimden sonra ilk defa bir çizgi diziye bu denli bağlanmıştım. Shyamalan 2010 yılında sinemaya aktarıyor Avatar’ı. Bok etmese bari.
  • Şu Şampiyonlar Ligi ön eleme turundaki rakibimiz belli olacaksa olsun artık. Stresim gün be gün katlanıyor anasını satayım.
  • Müzeyyen Senar geçen hafta 90 yaşına bastı. Çok yaşa Senar, çok yaşa!
  • Yaz geceleri pencereyi falan açık bırakmayın. Yarasa giriyor evin içine, çıkaramıyorsunuz sonra.
  • Ali Sami Yen’i özledim lan!
  • Turuncu formayı ve turuncu şortu aldım. Formanın arkasına da “Hasan Şaş 11” yazdırdım (Gözlüklü smiley)!
  • Tatil beldesinde belediye hoparlörlerinden ezan okunması yetmiyormuş gibi ölen belde halkının selaları da veriliyor. Kasıtlı mı yapıyorsunuz?
  • İlk defa bir örümceğin ağ örüşüne canlı canlı tanık oldum. Duygulandım vallahi!
  • Nerede bir gece yarısı denize giren insan var, bence o insan çok ulu bir insan!
  • Penguen’e sadık kalanlar, birleşin!
  • İngilizler bile köpekler için “He” ve “She” kullanıyorken biz neden ısrarla “it” diyoruz?
  • Daha fazla uzun olmalıydı belki… İki haftalık Pazartesi Notları’nı birleştirdim çünkü. Önemli olan içeriğidir tabi.
  • Hele bir beğenmediğinizi söyleyin… İkinci “Pause” gelir şerefsizim!

4 yorum:

sinem dedi ki...

Beğendim tabi, orası ayrı da, özlemişim asıl. İyi oldu iyi, hoşgeldiniz efem tekrar :)

ziggytheking dedi ki...

radikal de dahil olmak üzere adı d ile başlayan medya grubuna ait bütün gazetelerin internet sayfaları "......'nın çıplak/bikinili/baldırlı/bacaklı resimleri için tıklayınız" ile doldu. biz de bloglara mı uygulasak aynısını?

penguen'deki dudullu postası gibi lan. "blog camiasına hain saldırı. laptoplarımızı kırdılar" :D

Mobius dedi ki...

Acaba insanlar mı abartıyor derdim, gözlerimle gördüm-kulaklarımla gördüm, aktarıyorum.
Karadeniz insanı için malum kutsal 3'lü bayrak, kitap ve topraktır. Ama bunun ucunun kaçmış hali hastalıklı hareketler oluyor. Bkz:Haç'ı andırıyor vs.
Trabzonda Fenerium mağazası açılmış bir gün sonra Trabzonun genç delikanlıları mağazaya saldırmışlar.Sebep; Fener(i)Rum yani Fener Rum Patrikhanesi'ni anımsattığı için vs.Birkaç kişiden dinledim bunu. Sonra diyecek fazla birşey yok dedim.
-Kalbinden sorun yaşayan kim?
-Sizin eve mi yarasa girdi?

Bu kadarcık :)

Anıl dedi ki...

@ Mobius,

- Kalbinden sorun yaşayan benim.

- Bizim eve girdi yarasa :)