3 Temmuz 2008 Perşembe

Ömer Hayyam'dan (4)

  • Niceleri geldi, neler istediler;
    Sonunda dünyayı bırakıp gittiler;
    Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
    O gidenler de hep senin gibiydiler.
  • Dünya padişahın, kayserin, hakanın olsun;
    Cehennem kötünün, cennet iyinin olsun;
    Tesbih meleklerin olsun, temizlik Rızvan'ın:
    Sevgili bizim olsun, canı canımız olsun.
  • Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
    Şimdi: Çekil önümden, diye ferman edensin;
    Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez;
    Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?
  • Bizim şarap içmemiz ne keyfimizden,
    Ne dine, edebe aykırı gitmemizden;
    Bir an geçmek istiyoruz kendimizden:
    İçip içip sarhoş olmamız bu yüzden.
  • Baharlar yazlar gider, kara kış gelir;
    Varlığın yaprakları dürülür bir bir;
    Şarap iç, gam yeme; bak ne demiş bilge:
    Dünya dertleri zehir, şarap panzehir.
  • Orucumu yiyorsam ramazanda
    Mübarek aydan habersizim sanma:
    Çileden gece oluyor da gündüzüm
    Sahura kalkıyorum gün ortasında.
  • Şarap iç, bire birdir derde tasaya;
    Ne bu dünya kalır, ne öteki dünya.
    Ne serin ateştir o, ne cam dolu su:
    Çabuk ol, bulup içemezsin mezarda.
  • Felek, delik deşik ediyorsun yüreğimi;
    Yırtıyorsun ikide bir sevinç gömleğimi,
    Esen yelleri ateş ediyorsun bana;
    Çamura çeviriyorsun içeceğimi.
  • Haram, acı, kötü derler canım şaraba:
    Oysa ne hoş şey, hele bir güzel sunarsa;
    İçin bakın; hem doğrusunu isterseniz,
    Haram dedikleri her şey hoş galiba!
  • Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin;
    Erenlerin dilini de söktüremezsin;
    İyisi mi iç şarabı, cennet et bu dünyayı:
    Öbür cennete ya girer, ya giremezsin.

Hiç yorum yok: