8 Haziran 2009 Pazartesi

Pazartesi Notları #78

  • Geçtiğimiz hafta pek bir hareketli ve bir o kadar da sinirli geçti benim için. Malum okul hayatımın sonundayım. Sadece sınav sonuçlarımın açıklanmasını ve okuldan çıkışımı yapmayı bekliyorum. Fakat derslerimden bir tanesinde sorun yaşadım. Dönem başında başka bir bölümden seçmeli ders almam gerekiyordu. Aldım da... Gazetecilik bölümünden Haber Toplama ve Yazma adlı dersi aldım, beni çok fazla kasmayacağını, rahatça dersten geçeceğimi öngörüyordum. Geçtiğimiz hafta başında e-dönüşümden notuma bakacak oldum ki ne geçmiş ne de kalmış olduğumu gördüm. Dersin hocası Atilla Girgin - ki kendisi tiyatrocu Kaan Girgin'in pederi olur - durumumu "Tamamlanmamış" olarak belirtmiş. Tabii hemen irtibat kurdum kendisiyle. Final için benden istediği söyleşinin internetten alındığını iddia etti. Hırsızlık yapmışım yani... Kanıtlamasını istedim. Bana söyleşinin alındığı linki gösterdi. Ne olsa beğenirsiniz. Evet evet, kendi blogumdan hırsızlık yapmışım. Röportajın linki de aha burada. Şimdi biraz dürüst olalım. Ben bu röportajı bir buçuk sene evvel yaptım. Yazılı ya da görsel basında kullanılmadı. Sadece blogumda paylaşmıştım. Bu dönem teslim etmem gereken söyleşi de ise biraz kolaya kaçmak istedim ve bu röportajı verdim. Eh benim aptal kafam, hatırlayamamışım blogda yayınladığımı. İki yeni söyleşi yapmakla görevlendirildim. Yağmurdan kaçarken doluya tutuldum anlaşılan. Biri milletvekili, öteki tiyatrocu iki kişiyle görüştüm, işi hallettim. Fakat olan zamanıma oldu. Ne güzel şimdi çıkış işlemlerimle uğraşmış olacak, askerlik şubesine tecili kaldırmak için başvurmuş olacaktım. Kısfmet!
  • Neden hep ellerimiz doluyken burnumuz kaşınır? Bir de bunun ellerimiz yağlı versiyonu vardır.
  • Yanlış çevirdiğimiz numara bir kere de meşgul olsa ölür mü?
  • Mesela tenefüste zaman derstekinden daha hızlı akar. Bu da sinir bozucudur.
  • MSN'de dakikalarca beklersinin, kimse size mesaj atmaz. Bir zaman sonra yine MSN'de arkadaşınızla projeniz üzerinde konuşmaktasınızdır. Altta 5-6 tane yeni pencere aniden sarı sarı yanmaya başlar. Neden ha, neden?
  • Otobüs yolculuklarında cam kenarına oturduğunuzda kesin çişiniz gelir. Molaya daha çok vardır ve yanınızdaki eleman uyuyordur. Bu hep böyledir.
  • FM'de almayı çok istediğin bir oyuncu için para biriktiririm, tam parayı denkleştirdiğimde oyuncu başka bir kulübe satılır. Hasta olurum.
  • Lanet olası Murphy ve onun yasaları. Ne olurdu sanki kaleme almasaydın şunları.
  • Dizüstü bilgisayarın kapağını kapatmam ben. Günler boyu Supernatural izlemenin getirisi olacak ki geçen gece tam yatağa uzanıyordum ki bilgisayarın ekranın yeşil bir ışığın anlık yanıp söndüğüne yemin edebilirim. "Eyvallah" dedim ve koydum başımı yastığa.
  • Hasta Siempre'nin ne kadar versiyonu varsa indirdim. Evet, indirdim! Peş peşe dinledim, kendimden geçtim.
  • Frank Rijkaard'ın başarı ihtimali nedir? Gerçekten her şey toz pembe mi?
  • Mustafa Sandal'dan geliyor; ihtimaller ihtimalleeeeer!

4 yorum:

MOBIUS dedi ki...

İlk maddeyi okurken sanki ben gerildim,stres yaşadım yahu!

Bu arada hayırlı uğurlu olsun diyebiliriz tam anlamı ile okul hayatın için.(mı ?) Olsun diyelim,bitti gitti kurtuldun oh be :)

Anıl dedi ki...

Mobius,

O değil de, sizi buralarda bir özleyen var :)

bilog dedi ki...

Çok ilginç bir olay olmuş birinci madde. Aslında burdan da şu çıkıyor: Gerçek isim kullanmamanın zararları. Bu blogun ismi "Anıl Gürkan'ın Sepeti" (iğrenç oldu evet) olsa ve hocan linke rastlasa sorun çıkarmayacaktı büyük ihtimal.
Benzer bir durum yaşamıştım ben de ama allahtan dersle ilgili değildi.

Bi de benim msn'imde yeşil yeşil yanıyo lan. Sende nası sarı sarı yanar?

Anıl dedi ki...

bilog,

İkimizden birinin renk körü olma ihtimali yüksek :)