Sevgili Sinem birkaç gün önce blogunda bana pasını atmış, ben ise ancak fırsat bulabiliyorum bu pası almak için. Üstelik kendisi beni cevaplanmayı bekleyen bir mim ile görevlendirmişken, farkında olmadan garip bir olayın yaşanmasına da neden oldu. Neydi bu olay? Aklı biraz kıt olan bendeniz, mimin konusunu tam olarak kavrayamamış, çareyi Sinem'e e-posta atmakta bulmuştu. Çünkü bildiğim kadarıyla bir mim paslanmışsa, pası alan kişi aynı mimi yanıtlar. Üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan yani... Hoş, Sinem oyunu kendi kurallarına göre oynayıp, daha zevkli bir hale getirmek istemiş olabilirdi, iyi de ederdi. Her neyse... Peki ben ne yaptım, kendisine attım sandığım e-postayı hiç alakasız başka birine gönderdim. Üstelik o kişi de Sinem çıkmasın mı! Kim olduğu hâlâ gizemini koruyan şahıstan ağzımın payını bir güzel aldıktan sonra olaya döndüm. Meğer yanılmamışım, bana paslanan mimde birtakım oynamalar yapılmış ve kanımca tadından yenmeyececek bir hâl almış. Peki görevim nedir? Şudur; içinde olmak istediğim, bana "Bu gerçek olmalıydı" dedirten hikâye/dizi/filmlerden bir TOP 5 oluşturmak. Ben de aklıma ilk gelen beş taneyi sıraladım. Madem öyle, buyurun sizi şöyle alalım...
5) 24
Geriye sayıma başlıyoruz. En bi' süper dizi 24 listemin beşinci sırasında kendisine yer buluyor. Bana göre dizi aleminin kralıdır 24. Üstüne de çekilmemiştir. Buna Lost dahil, Prison Break dahil, Oz dahil. Belki bu açıklamadan sonra namlularun hedefi konumuna düşeceğim ama ben öğrendim Jack Bauer abiden korkusuzluğun ne demek olduğunu. Hepiniz birleşseniz vız gelir bana yahu! Hem madem ki "Keşke"lerimden bahsediyoruz, o halde Jack Bauer benim kayınbabam olsun. Kim Bauer de benim zevcem olsun. Ondan sonra ver elini Los Angeles. Ah ah...
4) Edward Scissorhands
Tim Burton kral adamdır. Bu adam halay çekse izlerim, şınav çekse izlerim, hatta kredi kartından nakit avans çekse onu dahi izlerim. Ve bana sorsanız ki "En beğendiğin Burton eseri nedir?" diye, hiç düşünmeden "Edward Scissorhands" derim. Küçükken bazı yerlere karın neden yağmadığını düşünür dururdum. Herhangi bir coğrafya kitabı suallerime cevap olamıyordu ne yazık ki? Nereden bilebilirdim zavallı Edward'ın kolunun her yere ulaşamadığını...
3) Back to the Future
Herkesin hayali değil midir, samimi olalım şimdi! Hangimiz zamanda yolculuk etmenin hayalini kurmadık ki? Back to the Future hepimize bu ütopyadan bir tutam tattırmadı mı? Ancak tadı damağımda çok fena kaldı, bunu itiraf etmeliyim. Zira üzerinde çalışmalarım devam ediyor, bu "Keşke"yi yakın bir zamanda gerçeğe çevireceğim. Tüm dünya beni konuşacak. Evet evet, hepiniz göreceksiniz! Uzay zaman kavramını yerle bir etmezsem beni de neler yapmasınlar!
2) Jumanji
Dün gibi aklımda. Annem ve teyzem yerinde duramayan 4 gencin evin altını üstüne getirmesine daha fazla dayanamamış ve çareyi bu yorulmak nedir bilmez veletleri sinemaya götürmekte bulmuştu. Antalya'da Kaleiçi'de tarihi bir sinema vardır. Bilen bilir Oscar Sineması'nı... Şimdilerde tarih oldu, ne yazık! Bir kardeş ve iki kuzen ile iki saat boyunca kilitlendiğim o beyaz perdeye sanki şu an bakıyorum. Robin Williams'ın altına iyi ki de imzasını attığı Jumanji'ydi izlediğimiz. Bir insan kaç tane hikaye için "Gerçek olmalıydı" diyebilir ki! Sayısını bilmek zor ama listenin içinde Jumanji'nin kafaya oynadığını görmek zor değil. Yıllar yılı hayalini kurdum... Keşke biri Jumanji'yi piyasaya sürseydi, keşke Jumanji tanrının bir mucizesi olarak iniverseydi yeryüzüne... Gergedanları, sel baskınını, maymunları, avcısını, yarasasını düşünmeden sallardım zarları vallahi de billahi de... Ölmeden önce yapılması gereken bilmemkaç şeye eklenmesi gerekir bu oyunun. Ah ulan, masal kahramanı olmalıymışım ben! Yerim bu dünya değil benim.
1) The Lord of the Rings
"Yol hiç bitmez, uzar gider
Başladığı kapıdan
Az gittik uz gittik ama
Gücüm yettikçe yola devam
Bacaklarım yorulsa da
Yürürüm varana dek anayola
Yollarla işler birleşir orada
Bilmem yolculuk sonra ne yana"
İnsan bir zamanlar yaşanmış olduğuna tüm kalbiyle inandığı bir öykü için "Keşke" der mi? En önemli "keşke"m gerçek olmasını istediğim bir öykü için değil, gerçek olduğunu bildiğim ama içinde bulunamadığım için son derece hayıflandığım bir öykü için. Ne olurdu yıllar yıllar önce gelseydim bu dünyaya? Elfler Valinor'a göç etmeden önce mesela...
Avrupa’nın geleceği belirsizleşiyor
-
Avrupa Birliği entegrasyonu sürecini taşıyan *“Fransa-Almanya motoru”*,
fena halde tekliyor. Bu iki ülke büyük ekonomik siyasi zorluklarla, aslında
...
3 gün önce
8 yorum:
Olm Jack Bauer'in gerçekten var olması ne demek lan? Olmaz! Hangi coğrafyada yaşayacak? "Bizde olsa" muhabbetini başlatıyorum, bizde olsa gecenin bir vakti cep telefonunu eline alıp Tayyip'i arasa Tayyip'ten küfür yer :)
ahahafkasjfhjkafhkgf ne güldüm lan kendi yazdığıma :D
öncelikle şunu söyliyim: mim konusunda aynı şeyin tekrar tekrar cevaplanmasını saçma bulduğum için konu değiştirip gönderiyorum. mesela ben 5 kötü yazmışım. içinde senin de kötülerin varsa, tekrar yazsan olmaz, yazmasan olmaz filan. o yüzden önce mimi göndereceğim kurbanımı seçip sonra onun bloguna, yazı tarzına filan uygun bir konu seçmeye gayret ediyorum, mevzu bu :)
şimdi mimini yorumlayayım: süper olmuş! tam kafamda kurduğum şeyi anlamışsın, hatta beklediğimden daha da iyi olmuş. ayrıca diğer 4 madde bir yana, 1. madde bir yana :)
demek hayatında benden başka sinem'ler var ha? :P
bilog,
Ahaha, gerçekten düşününce epey komik oluyore :) Düşünsene, sabahın köründe arıyor RTE'yi, "Dear Mr.Prime Minister" falan... ajshfkıajshdjaskj ne güldüm lan senin yazdığına :)
sinem,
Öncelikle şunu söyleyeyim, çok iyi yapmışsın. Yazıda da belirttim zaten bu düşüncemi. Yazarken aşırı zevk aldığımı da eklemeliyim. Başka bir konu versen, böylesine keyifle yazar mıydım, bilmiyore :) Ben sana kocaman bir teşekkür ediyore.
Sinem,
Kendisi diğer Sinem hakkında "Kim olduğu hâlâ gizemini koruyan şahıs" demiş. Bilmediği bir Sinem'e mail atmış sanırım. Nasıl başardıysa. Bir de ne yazdıysa ağzının payını almış. Ağız payı alacak ne sorabilirsin ki bu mim konusuyla ilgili be ultrANIL07? :)
bilogSinem'e atmak istediğim ama aynı isme sahip başka birine yolladığım e-posta tam olarak şuydu;
"Şimdi bu mim şeysi ile ilgili sorularım olacak. Ben de senin yaptığın gibi kötü adamları mı sıralayacağım, yoksa bana "ah keşkem vah keşkem" dedirten öykü/film/vesaire mi seçeceğim.
saygılar, sevgiler, her birşeyler..."Sonra cevap geldi tabii... Kendiler biraz terslediler beni. Öyle işte...
Çok ağır konuşmuşsun ya. Kız haklı tabi.
oh ya jumanjiii!
nasıl teşekkür etsem bu filmi bi vesileyle buraya koymana bilemedim :D
geçen sinemle alsancakta yürürken bi konu içinde bu film geldi aklıma ama delirecem ismi aklıma gelmiyor.sineme anlatıyorum hani böle oyun, zarlar, aslanlar kaplanlar, yarasalar.sinem 'he damla he' dedi ciddiye almadı beni ve ogün bugündür içimde derttir jumanji :D
oh ya sürekli jumanji diyesim var nasıl bir aydınlanma yaşıyorum anlatamam :P
damla,
Olsa da oynasak beraber :)
Yorum Gönder