24 Ağustos 2009 Pazartesi

Pazartesi Notları #87

  • NTV Tarih'in son sayısında vermiş olduğu mektup ne kadar güzel öyle.
  • Kıvrılmış perdelere tahammül edemiyorum nedense. Nedir bu hastalığın adı? Bilen beri gelsin.
  • Süper Mario'nun melodisi dolanıyor şu sıra aklımda.
  • Evrimle devam edelim... Malum son günlerde Habertürk sayesinde yine hortladı... Adnan Oktar çökertti sanırım bunu. "Hz. Musa asasını yere attığında asanın yılana dönüşmesi yaradılışın ispatıdır." dedi adam yahu! Bu adam hazır akıl hastanesine yatmışken ne diye çıkardılar ki?
  • Nam-ı diğer Harun Yahya bu sözleri Habertürk'deki Sansürsüz programında söyledi. Programın sunucusu Yiğit Bulut o kadar tarafsız bir program yönetiyor ki 3 programın ikisine Adnan Oktar'ı ve ayak takımını çıkarıp, karşıt görüşten kimseye yer vermiyor. İki hafta önce yayınlanan programda ise sadece evrimi savunanlara yer verildi. Artık nasıl bir tartışma platformu kuruluyorsa, anlamak mümkün olmuyor. Gözler bir Celal Şengör'ü aradı ama nafile. Yiğit Bulut bu kadar ağır bir topun altında kalmayı göze alabilir miydi? Asla! Yiğit Bulut "Evrim varsa o halde neden tahtadan kedi olmuyor?" sorusunu yönelttiğinde bendeki kayış yavaştan kopmak üzereydi. O an anladım ki, neden olmasın? Tahtadan Yiğit Bulut olabiliyorsa, neden kedi olmasın?
  • Galatasaray ve Fenerbahçe arasındaki ezeli rekabet malûmunuz... İki tarafın da birbirine attığı taşları izlemesi/dinlemesi çok zevk veriyor insana ama dozu kaçmayacak tabii. Facebook'daki dingilin teki bütün bir Kurtuluş Savaşı'nı Fenerbahçe'ye mâl edip, Galatasaraylılar'ı işgal kuvvetlerine destek vermekle itham edince, fanatizmin bu kadarına da bir dur demek gerektiğini anladım. Biraz daha zorlasalar "Kurtuluş Savaşı'nı biz yaptık" diyecekler. Tabii söz konusu tarih olunca hiç araştırmak yok. Araştırarak tarih mi okunurmuş canım? Sokaktaki adam anlatıyor ya! Rakibine taş atmak için 6-0'ı kullan. Bundan büyük koz mu var elinde? Ya da ne bileyim, yetmiyorsa Galatasaray'ın Fenerbahçe'yi 10 senedir Şükrü Saraçoğlu'nda yenemiyor oluşundan bahset, tıka lafı ağızlarına. Peki ama vatan için şehit düşenlerin üzerinden edebiyat yapıp, tüm bir savaşı kendine mâl etmek nedir? Bunu yapabilmek için mankafa olmak gerekir, tarih budalası olmak gerekir. Fanatizmin bu kadarına da ayıp doğrusu. "Ulan sizin de başkanınız Atatürk'e suikastten idam edilmiş" diye karşı atağa kalkan Galatasaraylılar da var. Lafım o dingil Fenerbahçeliler'e olduğu kadar bu dingil Galatasaraylılar'a da. Mantık çerçevesinin dışına çıkmayan Fenerbahçeliler'i tenzih ediyorum.
  • mp3 çalarımın kulaklığı neden sürekli kendi kendine düğüm olup beni hasta etmek zorunda ki?
  • 3G'nin en kötü yanı ne biliyor musunuz? Yalan söyleyebilme gibi bir ihtimali ortadan kaldırması. Düşünsenize, arkadaşınız arıyor ve "Evde misin?" diye soruyor. Biliyorsunuz ki olumlu yanıt verdiğiniz takdirde çekip gelecek ve sizin de misafir kabul edecek haliniz yok. Evde olmadığını belirttiğiniz zaman ise "Aç ulan 3G'ni, kontrol edeceğim" gibi bir ünlem gelirse ne olacak? Bu arada, "3G'yi açmak" gibi deyimi literatüre kazandırdığım için kendimle ayrı bir gurur duyuyorum.
  • Türkiye'de internete de bir türban geçirme sevdasıdır gidiyor. Hangi siteye girsem kapalı ulan! Bu kadar demokratsınız, bir de "İnternet Açılımı" yapıverin bari. Açılıp saçılalım yahu, yaz başka türlü geçmiyor.
  • Hem bak internette kızlar teklif ediyormuş!

2 yorum:

mobius dedi ki...

...gidip düzeltiyorsan simetrinomi deniyor yanılmıyorsam.Ama sadece kıvrılmış perdeler üzerine ihtisas yapan varsa bilmem... Tabii bir ben bilirim neler çektiğimi; yolda giderken çantasının sapı kıvrılmış biri,otobüste önünde yakası kıvrılmış birini vb görüp de düzeltmemek için..ah ah!

Anıl dedi ki...

Hayır efendim, bir siz bilmiyorsunuz neler çektiğinizi :) "Ah"larınıza ortak olmamda bir sakınca var mı?