- Samimi olalım şimdi...Tam dairenizden çıkıyorsunuz ki alt katlardan yukarıya doğru çıkmakta olan ayakların sesi kulağınıza çalınıyor. Böyle bir durumda gelenlerle karşılaşmamak için gerisin geri dairenize döndüğünüz oldu mu hiç?
- Antalya'da üst geçitlerin yürüyen merdivenli ve asansörlü olduğunu daha önce belirtmiştim sanırım. Çocukların oyuncağı oldu bunlar... Kimisi inen tarafı çıkmak için, kimisi de çıkan tarafı inmek için kullanıyor. Son cümlenin abidikliğini geçtim de siz denediniz mi hiç bunu? Denediyseniz sona ulaşabildiniz mi? Ulaşabildiyseniz başınız göğe erdi mi?
- Abidiklikten bahsetmişken... Bir Abidin vardı, sahi ne oldu ona?
- Milka Triolade'yi denediniz mi bilmiyorum ama çikolatanın nirvanası olduğu konusunda sizi temin ederim.
- Nestle Bisküvili de epey hoş esasında.
- Hay bu çikolata sevdama...
- Çikolataya "çikilota" diyen bir arkadaşa da sahibim ben.
- Çukulata diyeni duymuştum ama çikilota da ne ola ki?
- 10 senedir forma alıyorum, rahatlıkla iddia edebilirim ki içlerinde en kalitesizi mor forma. Forma güzel o ayrı. Fakat hafif bir zorlama ile yırtılıp gidecek diye korkuyorum. Hem bu sezonki forma baskıları da çok gubidik. İlk yıkamada söküldü gitti güzelim "Kewell 19" baskısı. Üzerindeki arma olmasa atlet niyetine bile giyilmez.
- İlkokuldan liseye kadar sürekli erken kalkmak zorunda kaldım. Hayır, inadına uykuyu seven bir yapım var. Yaradılışım böyle, ben ne yapabilirim. Neyse... Üniversitede işler biraz değişti. Biraz ama... Gün genellikle sabah 9'da başlardı. Birkaç gün öğleden sonra başlar, ara sıra da hiç olmazdı. Böyle günlerde uykudan başım ağrıyana kadar yataktan çıkmadığım günleri bilirim. Madem lafını açtık devam edelim öyleyse... Bundan birkaç sene evvel, bir cumartesi gecesi, başımı yastığa koydum. Geceleri genellikle böyle yapılır çünkü. Bir ara kalktım... Oda kapkaranlık... Başımı yastığa geri koydum... Bir süre sonra telefonum çalmaya başladı. Annem arıyordu... "Yuh" dedim, "gece gece neden arıyor?" Dedim "Hayırdır?" Annem gayet sakin "Hiiiiç, aramam için bir neden mi olması gerek?" "Hayır da anne bu saatte neden arıyorsun?" O an öğrendim ki saat 18:00'ı geçeli pek olmamış. Bu olayı da geçelim... Malum birkaç aya kadar asker oluyorum falan filan... En azından gidene kadar uyuyabildiğim kadar uyumak istiyorum ben. Her sabah üzerimden yorganı hışımla çekip atan bir annem var benim. O da haklıdır belki.
- İzlemeyeceğim Nefes'i.
- Evet, gereğinden fazla üç nokta kullandığımın farkındayım.
- Nobel Barış Ödülü'nü alan Obama hakkında ne düşünüyorsunuz ki?
- Altın Portakal'ın filmleri iyiydi de çevresi kötüydü? O nasıl bir ödül töreniydi öyle! Türkiye'nin en prestiji film festivali olduğunu iddia ediyorsun fakat rezalet ötesi bir geceyle festivale son noktayı koyuyorsun. Sanatçısını döven bir ülkenin yapacağı festivalden ne olur ki!
- Hayat mı? Bir şekilde devam ediyor işte...
Avrupa’nın geleceği belirsizleşiyor
-
Avrupa Birliği entegrasyonu sürecini taşıyan *“Fransa-Almanya motoru”*,
fena halde tekliyor. Bu iki ülke büyük ekonomik siyasi zorluklarla, aslında
...
3 gün önce
1 yorum:
Ben ABİDİN.Dün yazdığım eleştiriyi niçin yayınlamıyorsunuz.
Yorum Gönder